![SÖYLEMEZ & ÖZTEKİN AVUKATLIK BÜROSU VE ARABULUCULUK MERKEZİ, anasayfa, hakkımızda, kurumsal, vizyon, misyon, remziye, harun, faaliyet, alan, alanlarımız, arabuluculuk, yargıtay, karar, yargıtay kararları, blog, hukuk, adalet, avukat, boşanma, icra, iflas, iş, şirketler, aile hukuku, miras, kooperatif,İş Hukuku, Kira Hukuku, İmar Hukuku, Ceza Hukuku, Trafik hukuku, İnşaat Hukuku,Bilişim Hukuku,Tüketici Hukuku,Boşanma Hukuku,Sosyal Medya Hukuku,Fikri ve Sınai Haklar danışmanlığı olup, bunun yanında Kişisel Verilerin Korunması, Sendikal Uyuşmazlıklar, Toplu İş Sözleşmeleri, Bankacılık, İcra, İflas Hukuku, anayasa, mahkemesi, aihm, başvuru, dilekçe, belge, öztekin, söylemez, hukuk çankaya hukuk, ankara hukuk, hukuk bürosu](http://www.soylemezoztekin.com/wp-content/uploads/2020/09/logo-avukat.png)
Miras hukuku, gerçek kişinin ölümü veya gaipliği halinde, bu kişinin malvarlığının yani terekesinin Türk Medeni Kanununun öngördüğü şekilde, kimlere ve nasıl intikal edeceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Murisin yani miras bırakanın, mirasçılara intikal edebilen mal varlığına tereke denir.
Murisin, terekesi üzerinde hiçbir tasarrufu olmaksızın, ölüm yada gaipliği halinde, hak sahipleri sadece yasal mirasçılarıdır. Ancak muris terekesi üzerinde, saklı paylı mirasçıların payları dışında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Bu durumda yasal mirasçıların yanında atanmış mirasçılarda tereke üzerinde hak sahibi olacaktır. Aile içi çekişme ve geçimsizliklerin, murisin terekesi üzerindeki tasarrufta bulunmak suretiyle, yasal mirasçıları kısmen yada tamamen tereke dışı bırakma çabasına dönüşmesi de, sıklıkla karşılaşılan uyuşmazlıkların başında gelmektedir.